Av. Yusuf Türkmen DEVA Partisi EBB Adaylığını Açıkladı

Ülkemiz bugün gelinen noktada birçok problemle boğuşmakta ve mevcut iktidar her geçen gün katlanarak büyüyen bu sorunlar ile baş edememektedir. Esasen yirmi iki yıldır ülkemizi yöneten bu iktidar sorunları çözme kabiliyetini de kaybetmiştir. Bu sorunları toplantımızda tek tek saymaya kalkarsak kısıtlı süremizin buna yetmeyeceği aşikârdır. Sorunlarımızın bugüne kadar çözülememesinde iktidarın payı olduğu kadar Deva Partimizin kuruluşu öncesinde ki muhalefetin de payının olduğu unutulmamalıdır.

Tam bu noktada, ülkemizin sorunlarına çözüm dertlerine deva olmak için Genel Başkanımız Ali Babacan liderliğinde ehliyetli ve liyakatli kadrolarımız ile partimizi kurduk ve çalışmaya başladık halen ülkemizin aydınlık geleceği için var gücümüzle çalışıyor projeler ve eylem planlarımız ile ülkemiz yarınlarına ışık tutuyoruz.

Ülkemizin çığ gibi büyüyen sorun alanlarına kısaca değinmek gerekir ise;

Günümüz Türkiye’sinin en önemli sorunu ülke ekonomisinin dip yapmış olması ve kronik enflasyon sorunudur. Ülkemiz ekonomi yönetimi bu sorunları çözmekte yetersizdir. Zira diğer tüm alanlarda olduğu üzere Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde bütün yetkilerin tek kişide toplanması nedeni ile ekonomi ile ilişkili kurumlar sağlıklı çalışamamakta, yönetimde şeffaflık bulunmamaktadır.

Bugün ülkemiz kronik enflasyon sorunu ile boğuşmaktadır. Enflasyon günümüz dünyasın da insanları yoksullaştıran en bilinir modern hırsızlık yöntemidir. Her ne kadar Cumhurbaşkanı faiz sebep enflasyon sonuç tezini ileri sürmüş ise de özellikle üretim ekonomisinin olmadığı kaynakların betonlaşmaya ve sadece birkaç şirkete aktarılarak tüketildiği bir ülkede sorunun kaynağı bizzat iktidarın kendisidir. İktidar özellikle TUİK (Rakamları Ayarlama Enstitüsü) eli ile şeffaflıktan uzaklaşmakta, Merkez Bankası tarafından arka kapıdan ülke dövizi ve kaynakları dövizi baskılamak adına satılmaktadır. 

Mevcut politikalar ve zihin yapısı ile ekonomik sorunların çözümü mümkün değildir. Zira ülke kaynakları sayıları onu geçmeyen zadegâna (Yandaş şirket ve kişilere) aktarılmakta yine bu kimselerin vergi borçları affedilmekte ve bütün yük halkımızın sırtına yüklenerek halkımız yoksullaştırılmaktadır. Yoksullaştırılan insanımız bugün yardıma muhtaç ve sosyal yardımlarla geçinen bir çoğunluk halini almış adeta iktidara muhtaç hale getirilmiştir. İktidar adeta yoksullaştır kontrol altına al ve yönet politikası uygulamaktadır.

Yine tarım ve hayvancılıkta ki sorunlar tarımsal üretimin azlığı gıda fiyatları enflasyonun temel nedenidir. İki binli yıllara kadar kendi kendine yeten ülke olmamıza rağmen günümüzde tarımsal desteklerin azlığı, köyden kente göç ve tarımsal istihdamdaki azalma ülkemizi gıda ithalatçısı bir ülke haline getirmiştir. Bugün iktidar tarafından tarımsal desteklere ayrılan bütçe faize ödenen miktarın yüzde onundan daha azdır.

Ülkemizin İktidar uygulamaları neticesinde yaşadığı ve diğer problemlere kaynaklık eden en büyük sorun ise adalet sorunudur. Nitekim ülkemiz hukukun üstünlüğü endeksinde 137 ülke arasında 117.sıradadır. Adaletin yokluğu insanımızın yargıya olan güvenini azaltmakta bu durum ise şiddetin her türünü (Kadına karşı şiddet, sokak şiddeti, mafyatik yapılanmaların artması) körükleyerek insanımızı ihkak-ı hakka yöneltmektedir. Yine ayrıca yargı adeta özgürlükleri ve ifade hürriyetini baskılama aracı olarak kullanılmaktadır. Böylece insanımız konuşurken, okurken ve yazarken başına bir şey geleceğinden endişelenmekte kendini rahat hissetmemektedir. Bu durum ülkemizden yurt dışına verilen nitelikli insan göçünün de sebeplerindendir.

İktidarın dış politikadaki zikzakları uluslararası itibarını kaybetmesine neden olmuş ülkemiz ağırlığını kaybeden ve sözü dinlenmez bir ülke haline getirilmiştir. Unutulmamalıdır ki bir gün kardeşim Mursi ertesi gün Sisi diyenler ve İsrail ile ticarete devam edenler Ümmetin lideri olamaz ve Gazze'deki kardeşlerimizin sorunlarını da çözemezler. 

Ülkemiz başta doktor, mühendis ve bilim adamlarımız olmak üzere nitelikli göç vermekte buna karşın göçmen politikalarının yokluğu ve ekonomik sorunlar nedeni ile göçmen kabulü neticesinde niteliksiz göç almaktadır. Çözüm bulunmaması halinde bu durum ülkemiz geleceği açısından başta güvenlik olmak üzere birçok soruna kaynaklık teşkil edecektir. 

Ülkemizin karşı karşıya olduğu sorunlar bunlarla sınırlı değildir. Ülkemiz, eğitim, güvenlik, sağlık, sanayii, çevre ve şehircilik, kültür ve sanat alanlarında da birçok sorunla boğuşmakta bu alanlarda üçüncü dünya ülkeleri liginden kurtulamamaktadır. 

İKTİDAR ARTIK  SORUNLARI ÇÖZME KUDRETİNDEN YOKSUNDUR….

ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN OLDUĞU YERDE ÜLKEMİZİN DERTLERİNE ÇÖZÜM OLACAK PARTİ DEVA PARTİSİDİR.

Gerçekten de nitelikli ve ehil kadroları ile Deva Partisi Dertlere Deva olacak tek partidir. Kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı çalışmalar ortaya koyduğu proje ve çözümler ile 23 adet eylem planı (Tarım, Eğitim, Sağlık, Yerel Yönetimler, Sosyal Politikalar, Güvenlik, Adil Yargılama, Teknoloji vs.) ile partimiz muhalefet boşluğunu da doldurmuş ve ülkemiz için bir umut ışığı olmuştur.

İktidar partilerindeki belediyecilik anlayışı yukarıda anlattığımız genel politikaların yereldeki yansımaları şeklindedir. İktidarın Belediye yönetiminden anladığı tek şey başta imar uygulamalarından kaynaklanan RANTİYE ve akabinde İnşaat ve Kentsel Dönüşüm değil kentsel betonlaşmadan kaynaklanan ŞANTİYE anlayışıdır.

Belediye kaynakları şeffaf kullanılmamakta, elde edilen rant ve iktisadi faaliyet gelirleri dar bir kesim arasında pay edilmektedir. Bu durum yerel özel sektörün gelişmesini engellemekte ve bu yolla şehrin kaynakları şehir dışına taşınmaktadır.Kentsel yenileme yerine kentsel dönüşüm uygulamaları şehrin kültürel ve sosyal dokusunu tahrip ederek betonlaşma ile birlikte şehrin kimliğine zarar vermiştir. 

Erzurum Büyükşehir Belediyemizde ne yazık ki aynı anlayışla yönetilmekte bu nedenlerledir ki asli görevleri olan ulaşım, çevre ve temizlik, alt yapı, içme suyu sağlama gibi asli hizmetler başta olmak üzere üzerine düşen sorumlulukları yerine getirememektedir. Bu alanlarda belediye yönetimi birçok şikâyetin muhatabı olmaktadır. Örneğin şebeke suyumuz içme suyu olarak tercih edilebilir nitelikte değildir. Ulaşımda ve şehiriçi trafikte sorunlar çözülebilmiş değildir. Çevre temizliğinde istenilen seviye yakalanamamıştır. Yapılaşmadaki eksikler yol ve kaldırımlar engelli vatandaşlarımız için şehir yaşamını çekilmez kılmaktadır. Bu örnekler artırılabilir.

Erzurum Büyükşehir Belediyemiz de Rantiye ve Şantiye anlayışını şiar edinen ancak gırtlağına kadar borca batık bir belediyedir. Bugün yapılan iş olarak gururla gösterilen ve üzerinden oy devşirilmeye çalışılan birçok iş ve işleme ilişkin borçlar ödenmemiştir. Nitekim sayıları şeffaf olmadığından tarafımızdan tam olarak bilinmemekle birlikte Belediyenin sahibi olduğu yaklaşık 800 araç ve 6000’e yakın taşınmaz hacizli durumdadır.

Ülkemiz ve şehrimiz bu yönetim anlayışına mahkûm değildir. Deva partisi olarak Etik kurallara bağlı şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışımız, yerel yönetimler eylem planımız ve her ilin niteliğine uygun olarak değişik alanlarda uygulanabilecek sosyal belediyecilik anlayışımıza uygun 267 alandaki projemiz ile Ülkemizin ve Güzel Şehrimiz Erzurum’un hizmetine hazırız.