Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şubesi Başkanı Sadullah EFE’den 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Açıklaması…

1992 yılından itibaren Birleşmiş Milletler tarafından 3 Aralık tarihi dünya engelliler günü ilan edilmiştir. Üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına karşın 

3 Aralık’ta düzenlenen engelliler adına farkındalık nitelikteki etkinlikler engellileri anımsatsa da neredeyse her açıklamamızda yaşadığımız sorunlar ve beklentilerimiz aynı olmakta; spesifik çözümler genelin önüne geçirilerek engelli toplumun genelinin sorunlarının çözülmüş gibi bir algı oluşturulmaktadır. Gündelik yaşamımızı sürdürebilmemiz için gereken destekler, yapılan değişikliklerle yok edilmektedir. Rapor yönetmeliğinde yapılan değişiklik sonucu birçok engelli ailesinin evde bakım desteği kesilmiş durumdadır. Yine birçok engellinin emeklilik aylığı da yine yapılan yönetmelik değişikliği ile kesilmiş ve  kesilmeye devam etmektedir.

Sağlıklı bir yaşam için gerekli ürünler için verilen destek fiyatları uzun yıllardır aynı miktarlarda tutulduğu için artık engelliler için bir değeri kalmamaktadır. Ortalama olarak SGK’nin verdiği destek ürünlerin en fazla %15’i düzeyinde kalmaktadır. Ürün fiyatları ile destek miktarları arasındaki uçurum geliri dahi olmayan engelliler için yıkım anlamına gelmektedir.

Engelli raporu almak veya yeniletmek giderek zorlaşmaktadır. Altı aya varan, bazen bunu da aşan sürelerde  alabiliyorlar.

Engelli Kamu Personeli Sınavı’na giren başarılı olan engelliler atama beklemektedir. Özel sektörde 4857 sayılı yasa ile konulmuş kotaların uygulanmasında orta ve ağır engelli bireylerin çalışma şartları yok denecek kadardır. Denetimler ve teşviklerle ağır engelli bireylerin istihdamını önceleyici tedbirler hayata geçirilmelidir.

Daha önce H sınıfı ehliyet almış ancak yenilemesi gereken engelliler yine rapor yönetmeliğinde yapılan olumsuz ve yanlış değişikliklerin sonucunda bu haklarını da kaybetmektedir.

2005 yılında yürürlüğe giren toplu ulaşım araçlarının engelliler için erişilebilir hale getirilmesini düzenleyen 5378 sayılı Yasanın ilgili hükümleri uzun yıllardır ertelenmektedir. Bu nedenle engellerin en temel hakkı olan ulaşım ve erişim hakları fiilen yok hükmündedir..

Üzülerek belirtmeliyiz ki karşımıza çıkarılan bu engellerin ortadan kaldırılması için çok az aktif ve etkili destek bulabilmekteyiz. Tam tersine insanlık onurunu zedeleyen yaklaşımlarla karşılaşmaktayız.

Yine de  iç içe yaşadığımız az sayıdaki destekçilerimizden küçük de olsa bu yıl için bizim adımıza şu üç konuda kendilerini sorumlu kılmaları ve  bizsiz ortamlarda bizim adımıza mücadele etmelerini istiyoruz. 

1-Asansör önünde asansöre ihtiyacı olmayanların önce ben gireyim diye yarışanlara dur diyelim, 

2-Rampa önüne park eden veya engelli bireylere ait park yerine araç park edenlere dur diyelim.

3- Ya da iki büklüm tuvalet sırası bekleyen tekerlekli sandalyeli engelli bireylerin yüzüne karşı sırıtarak tuvaletlerden çıkanlara dur diyelim.

Engellilik hali dezavantaj olmamalı çünkü 

Engelli olmak, engellerle yaşamak değildir.

İnanıyoruz ki engellerden arınmış, eşit ve erişilebilir bir dünya bizler içinde gelecektir.

Haber Editörü: Şahap GÜRLER