2. Bölge Düzensiz Göçle Mücadele Koordinasyon Toplantısı, Erzurum Valiliği’nin koordinesinde, bölge illerinden üst düzey katılımla gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını ev sahibi Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi gerçekleştirdi. Açılış konuşmasının ardından Göç İdaresi Başkanı Atilla Toros, genel bir değerlendirme yaptı. Açılış konuşmalarının ardından Düzensiz Göçle Mücadele ve Sınır Dışı İşleri Genel Müdürü Ramazan Seçilmiş, Göç İdaresi Başkanlığının sunumunu yaparak genel politika ve stratejik hedefler hakkında bilgi verdi. Erzurum İl Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan, 2. Bölge İllerinin Düzensiz Göçe Yönelik Koordinatör Valilik sunumunu gerçekleştirdi ve bölgedeki durumu detaylarıyla aktardı. Yapılan genel değerlendirmelerle birlikte, bölge genelindeki düzensiz göçle mücadele konularında alınması gereken önlemler ve koordinasyonun sağlanmasının önemi vurgulandı. Toplantı, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’nin kapanış konuşmasıyla ve katılımcıların genel değerlendirmeleriyle son buldu.
Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’nin açılış konuşması: “Kadim şehir Erzurum’da, düzensiz göçün engellenmesi ve yönetilmesi için düzenlediğimiz Valiler toplantısının üçüncüsünü gerçekleştirmek üzere bir araya gelmiş bulunmaktayız. Toplantıya katılmak üzere şehrimize teşrif eden her bir misafirimize hoş geldiniz diyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını Cenabı Hakk’tan temenni ediyorum. Coğrafi konumu itibariyle düzensiz göç hareketlerinde, transit ve hedef ülke konumundaki ülkemizin, gelişen bir ekonomiye sahip olması nedeniyle transit ülke konumundan çıkarak düzensiz göçmenler için “hedef ülke” haline gelmesi, ulusal ve uluslararası güvenliğin sağlanması açısından her zamankinden daha fazla tedbir alınmasını gerektiren bir dönemdeyiz. Bu nedenle düzensiz göçün yönetimi bakımından bölgemizdeki kurumların etkin bir iş birliği yürütmesinin çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Malumlarınız olduğu üzere düzensiz göçmenlerin ülkemize, bölgemizi de içine alan bir sınır hattı üzerinden yasadışı giriş yaptıkları, kullandıkları güzergâhların genel anlamda güney-batı ve doğu-batı ekseninde olduğu, organizatörler vasıtası ile ya da adlarına düzenlenen sahte belgelerle, ülkemizde kalmak veya Avrupa ülkelerine geçmek istedikleri bilinmektedir. Bu husus bölgemizdeki güvenlik önlemlerinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Bu anlamda yaşanan ulusal sınır ihlallerine karşı devletimiz tarafından, beton duvar inşa etmek, pasaport kontrollerini arttırmak gibi önlemler alınmıştır. Sınır güvenliğimizi daha iyi hale getirdiğimiz takdirde düzensiz göçmenlerin farklı göç rotaları arayışı içine girdiklerine şahit oluyoruz. Ülkemizin huzur ve güvenliğinin sağlam temellere bağlanması için Muhterem Cumhurbaşkanımızın,“Düzensiz göçle mücadele hiçbir zaman sekteye uğramadı, uğrayamaz.” ifadeleri yürüttüğümüz çalışmaların kararlılığına esas teşkil etmekle birlikte, İçişleri Bakanlığımızın, ilgili kurumlarımızın titiz çalışmaları sonucunda, birçok kayıtsız göçmenin yakalanarak sınır dışı edilmesine vesile olmuştur. Yürütülen çalışmalar ile ülkemize yasadışı yollarla giren ve çalışan göçmenlerin oranında gözle görülür oranda azalma yaşanacağı da muhakkaktır. Özellikle 2019 yılında yaşanan yoğun göç baskısı sonucunda yapılan değerlendirmeler ortaya çıkarmıştır ki; düzensiz göçle mücadelede etkili tedbirlerin hayata geçirilebilmesi için Doğu ve Batı illerindeki mücadeleye, tüm illerin katkısı sağlanmalı ve sahada kurumlar arası koordinasyonun güçlendirilmesi için “farkındalık ve bütüncül bir bakış açısı” oluşturulması gerekmektedir. 2019 yılından itibaren yürüttüğümüz çalışmaların kararlılığı, düzensiz göçle mücadelede etkili bi çerçeve oluşturarak sınırlarımızda istikrarın büyük oranda sağlanmış olduğunu göstermektedir. Sınırlarımızdan geçebilmeyi başarmış olan düzensiz göçmenler ise gerekli kontrollerden sonra geri gönderme merkezlerine sevk edilmek suretiyle ülkelerine deport edilmektedir. Her sınır dışı işleminin devlet için maliyetli ve zahmetli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, düzensiz göçün engellenmesinde sınır güvenliğinin gerekliliği, bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Nitekim ülkemiz, düzensiz göç ve mülteci akınlarının yükünü dünyada en ağır hisseden ülkelerin başında yer almasına rağmen, kadim medeniyetimizin ve değerlerimizin gerektirdiği gibi, geri gönderme sürecindeki işlemlerin insani boyutta olmasına büyük önem vermektedir.Özellikle son günlerde, sosyal medyanın da etkisiyle düzensiz göçmenler ile mülteci kavramlarının birbirine karıştırılması sonucu ülkemize sığınmış, yasal yollar ile misafir ettiğimiz mültecileri “ötekileştirici” algıların geliştirildiğini üzülerek görmekteyiz. Bugün mülteci sorunu diye genelleştirdiğimiz meselenin arka planında büyük bir dram, acı bir hikâye olduğunu unutmamalıyız. Bu vesile ile üçüncüsü yapılan Koordine Valilikler Toplantısı’nın ülkemize ve bölgemize hayırlı olmasını temenni ediyor, katılım sağlayan tüm valilerimize Göç İdaresi Başkanımıza ve kurum amirlerimize şükranlarımı sunuyorum.”