DOLAR 34,2103 0%
EURO 37,8487 0.16%
ALTIN 2.914,12-0,51
BITCOIN 2102378-0,74%
Erzurum

AZ BULUTLU

05:29

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bu zihniyet ile kalkınmayı düşünmüyorsunuzdur umarım…

Kendini beğenmişlik hem dinimiz tarafından hem de toplumun ayakta kalmasını sağlayan etik kurallar tarafından reddedilmiş bir kavramdır.

Bu zihniyet ile kalkınmayı düşünmüyorsunuzdur umarım…

Bu zihniyet ile kalkınmayı düşünmüyorsunuzdur umarım…/Vedat Kan

Kendini beğenmişlik hem dinimiz tarafından hem de toplumun ayakta kalmasını sağlayan etik kurallar tarafından reddedilmiş bir kavramdır. 

Kibir,

Başkalarını aşağı görmek ve buna benzer birçok özellik.

Hemen her canlının birkaç saniyelik ömür sonrasında yok olup gideceği ve belirli bir süre sonrasında da hatıralarının dahi olmayacağı bir inanış içerisinde, sonsuz hüküm sahibi olacakmış gibi yaşanan bu tezat, insanlarımızın ne kadar da büyük bir zafiyet içerisinde olduğunun da göstergesidir…

Maalesef bu durum benim şehrim de, Erzurum’da çok ama çok farklı bir şekilde devam etmektedir. 

İki yüzlülük, kendini beğenmişlik, çekememezlik, dedikodu, aşağılama, kibir ve buna benzer o kadar çok özellik sayabilirim ki.

Hepsi de var ve hepsi de şu an, bu şehrin önünde en büyük engel.

Ne için engel?

İnsanlığımız için engel, gelişmemiz için engel, kalkınmamız için engel, ilerleyebilmemiz için engel, zengin olabilmemiz için engel, samimi olabilmemiz için engel, dürüst olabilmemiz için engel…

Daha sayalım mı?

Küçük zihinlerin, küçük zikirleri yüzünden bu şehir neredeyse son elli, yıldır gidebildiği en dip noktalara kadar gitti.

Küçük beyinlerin, küçük fikirleri yüzünden bu şehir varlıklarını bir bir ve büyük bir mirasyedi noktasında tüketti de farkına halen daha varamıyoruz!

Yazık, çok yazık…

Acınacak haldeyiz de görmüyorsunuz, çünkü kibriniz bedeninizi ve ruhunuzu o kadar kaplamış ki, bu şehire ve bu insanlara ne kadar zarar verdiğinizin farkında bile değilsiniz.

Üzgünlüğüm; bu şehirde ki yalnızlığımıza değil, yabancılığımızadır.

Kırgınlığım; bu şehirde ki inanç noktasındaki samimiyetsizliğimizedir…

Çok iyi biliyorum ki bu şehir; bir gün ama bir gün mutlaka, size rağmen, sizin inadınıza gelişecektir, kalkınacaktır, müreffeh ve sağlıklı bir zemin üzerinde kalkınmış olarak Anadolu’muzun çatısı konumuna layık olacaktır…

Ama öncelikle içimizde bulunan ve gerçeklere Fransız kalanların, birlikteliklerde Alman usulü takılanların, ciddiyetliklerde ki İrlandalı olanların, kazanım noktasında Yahudileşenlerin bu şehrin kaderine karar vermesine son verilmesi gerekmektedir.

Yooo hiç sıkıntıya girmeyin; ne demek istediğimi birileri çok iyi anlıyor ve ne söylediğinizi de tahmin edebiliyorum,

Elinde sadece cep telefonuyla gazetecilik yaptığını zanneden, bütün dünyası ve vizyonu yanı sıra misyonu da telefonunun kapsama alanı kadar olan arkadaşım, internet ortamının olmadığı alanlarda, mevcut medyanın, kes yapıştır mantığının, üretim yapmadan yorum yapma mantığının ve dahi birçoklarının, bir hiç olduğunun farkına ne zaman varır bilemem ama dün gördüğüm ve gurur duyduğum manzara karşısında Birikim Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Yılmaz kardeşimi tebrik edip, attığı adımlar ile bu şehrin yarınları için oluşturduğu yatırım çabasının gururuna katılmak istediğimi de belirtmekte fayda var. Fuat Yılmaz’ın veya başka bir ifadeyle Birikim Medyanın, amacı doğrultusunda yapacağı her çalışmanın kazancının da, faydasının da bu şehire mal edildiği gibi, fatura edileceğinin bilincini unutmamamız gerekmektedir.

Başka bir ifadeyle; Birikim Medyanın kazanımı şehrimizin kazanımı olacağı mantığı kadar, yine aynı kurumun zararının da bu şehrin zararı olacağını idrak edebilmemiz gerekmektedir.

Yolun açık olsun Fuat kardeşim. Ne iyi etmişsin de bu şehire yatırım yapmışsın… 

Bu durum bütün işletmeler için geçerlidir.

Ne iyi etmişsiniz de bu şehire yatırım yapmışsınız.

Bu şehire adım atan, hizmet eden ve yarınları için çabalayan herkese minnet duymak lazım gelmez mi?

Bu şehrin adını ve bereketini taşıyan her oluşum bu kadraja sokulmalıdır.

O yüzden Fuat kardeşimin attığı bu kutsal adımı ve yaptığı bu güzide yatırımı “ bu şehir için değer mi?” mantığının lüzumsuzluğu içerisinde, “ne gereği var” sorusunu da, “ufku genişliğinde” hoş görmek lazımdır. 

Ne yazıktır ki; birçok kamu kurum ve kuruluşunda rastlanılan durum, şekil ve isim değiştirse de mutasyona uğramadan aynı mantık esasları çerçevesinde devam ederken, hoş olmasa da insanlarımızın içerisinde de var, bunu hep yaşadık gördük. 

Ve bizler bu mantık ile kalkınma hayalleri kurmaya başladık…

Nedir ana sloganımız “Yeni Türkiye Yüzyılında birlik ve beraberlik içerisinde”. 

Ayırım yapmadan, ayrıştırmadan, ötekileştirip, bölmeden, bölmeye çalışmadan… 

İşte bu vesileyle;

Görmekteyiz ki birileri bu mesajın halen daha farkına dahi varamamış!

Bu durumun son örneğini üzülerek belirtmek isterim ki, başta Erzurum Valiliğimizin Basın Bürosunda olmak üzere birçok kamu kurum ve kuruluşumuzda yaşamaktayız. 

Acaba bizler mi yanlış anladık diye kendimizi defalarca sorgulamamıza rağmen, ötelendiğimizin ve hatta ötekileştirildiğimizin farkına vardığımız halde, üzerimize alınmamamızı yüzsüzlüğümüze verip, züğürt tesellisi olarak düşündük. 

Belki de yanlış bilgilendirilmelerin veya birilerinin bilinçli ve kasıtlı yönlendirilmeleri sebebiyle gördük ki, başta Valilik Basın Büromuzda ve birçok kamu kurum ve kuruluşumuzda birilerinin veya birilerimizin ötekileştirildiğine şahit olmaktayız.  Ne yazıktır ki; bu şehirde isme göre, ada göre ve hatta kişilere göre ayırım yapılmaktadır.

Bu şehirde kamuyu bilgilendirme görevini layıkıyla yerine getirmek için çaba gösteren insanlarımızın olduğunu elbette ki bilmekteyiz, bu insanların arasında ayırım yapılmasının veya kişiye özel olarak uygulama yapılmasının mantığını çözemediğimiz gibi, yapılan bu ayrımcılığın, bu şehrin kalkınmasında en büyük engelin olduğunu da bir kez daha hatırlatmak ta fayda var diye düşünüyorum. 

Valilik kapısı başta olmak üzere, diğer bütün resmi kamu kurum ve kuruluşlar halkın kendisine ait bir kapı olup, bu kapılar içerisinde kamuyu ilgilendiren her adımın, her konunun kamuya aktarımı hususunda ayrımcılık yapılmasını, basının birilerinin keyfi iradesi ile kişiler bazında diğerini ötekileştirilmesini ve tabir-i caiz ise kamu görevi esnasında şahıs seçilmesi hangi aklın ürünüdür çözemedik.

Ve yine bir kez daha umarız ki; biz yanlış anlamışız, biz yanılmışızdır. 

Aksi takdirde; mübarek Kurban Bayramını idrak ettiğimiz bugün, hep bir arada bayramlaşma yapıp, dünyanın sıkıntılarını bir nebze olsun unutmak niyetinde iken, bayram öncesinde valiliğimizin “bayram uygulamaları” nı içeren asayiş toplantısını ve diğer birçok toplantıyı, Erzurum’da bulunan hangi basın ile yerine getirdiğini ve bu toplantılarda neden seçicilik yaşandığını merak ettiğimizi sorgulamak durumunda kalmazdık.

Yapılan bu uygulamalar ile insanları kamu vicdanı doğrultusunda, sadece birkaç yoruma mahkûm etmek demokrasinin hangi maddesinde yer alır bilemedik doğrusu… 

İnsanlarımızın bayramlaştığı ve bayramı yaşadığı bu saatlerde canımızı sıkan ayrımcılık adımlarını bayramlaşma niyetine kınamak hiç hoş olmasa gerek.

Bu vesileyle “Erzurum Valilik Basın Büromuz” başta olmak üzere, diğer tüm bu uygulamayı yapan kurum ve kuruluşlarımızın basın bürolarını, böylesi bir ayrımcılığa alet olduklarından dolayı bayramlarını kutluyor ve kınıyorum!

Sizler, sözüm ona bu zihniyet ile kalkınmayı düşünmüyorsunuzdur umarım…

Haber Editörü: Şahap GÜRLER