DOLAR 34,2103 0%
EURO 37,8487 0.16%
ALTIN 2.914,12-0,51
BITCOIN 2102378-0,74%
Erzurum

AZ BULUTLU

05:29

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bu şehrin adımlarına çelme takan kim?

Erzurum uzak şehir…

Bu şehrin adımlarına çelme takan kim? / Vedat Kan

Rahmetli Erkal’ı bir kez dualar ile yâd etmenin tam zamanı şimdi. 

Nasıl da güzel söylemişti ozanımız;

Erzurum uzak şehir

Dostuna tuzak şehir

Haramiler el koymuş

Bizlere yasak şehir

Diye türküsünü söylerken; yılların birikimine, asırların sömürüsüne, günümüzün serzenişine ses vermiş tercüman olmuştu aslında. Rahmetli geçmişi bizzat yaşamış, bugünleri de sanki de hissederek bizlere yasak şehir diye kestirip atmıştı.

 Olmuyordu… 

Bu şehirde gerçek anlamda, gerçek manada olmuyordu. 

Birileri bu şehrin sanki de giriş çıkışını, önemli alanlarını, köşe başlarını hatta ve hatta bazı kurumlarını gasp etmişti.İçimizde ne kadar da çok Deli Dumrul varmış ta farkına varamamışız.

Kadim şehir Erzurum’un, bugün hemen her açıdan Türkiye’de ve hatta Dünya’da sayılı şehirlerin arasında olması gerekir iken, gelmiş olduğu noktayı tarif edecek baba yiğidi henüz göremedim. 

Ve bir kez daha anlamış olduk ki bu şehrin bir adım ileri gitmesini istemeyen, gelişmesini ve dahi kalkınmasını istemeyen büyük bir ön yargı, büyük bir gizli oluşum ve bir birimizle gizliden elense çekerek yarıştığımız bir ortamımız mevcuttur.

Biz, birbirimizi çekemiyoruz.

Biz, birbirimizi kıskanıyoruz.

Biz, birbirimizin diğerinden bir adım önde bulunmasını istemiyoruz.

Bizim ağzımızda tek bir nota var ve diyoruz ki; “hep bana”, “hep bana”… 

Ve bizler bu hasletler içerisinde birbirimize buğzederken, gelişmesini bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde engellerken, kalkınma adımlarının önüne akla hayale gelmeyen zorluklar çıkarırken ve hatta bu durumu da kanunları alet ederek sözüm ona haklılık payını ön plana çıkarma cehaletine kaçarken, bu hengâmeyi fırsata çevirmek isteyen içimizdeki birileri de bu durumdan faydalanarak bu şehrin kalkınmasını engellemek için elinden geleni ardına koymamakta, durumdan istifade fırsatları değerlendirmektedirler.

Mesela bu şehirde ikinci veya üçüncü veya dördüncü bir özel hastanenin olmasını engelleyenlerin olduğu gibi. Bu yüzbinlerce insanı ve hatta bölgeyi tek bir özel hastaneye mahkûm etmeleri gibi…

Mesela bu şehrin Karadeniz’e çok rahat bir şekilde açılmasını engelleyenlerin olduğu gibi…

Mesela bu şehrin evlatlarının birilerinin tekelindeki fısıltı gazetesi vasıtasıyla, kulaktan kulağa kötülenmesini ne acıdır ki “hak vererek” izlediğimiz gibi…

Dahası mı? 

Sürüyle,

Yeni değil ki bu durum.

Ekonominin acımasız çarkları bize maddiyatı sevdirdiğinden bu yana var olan bir şey.

Güce âşık olduğumuz gibi maddiyata da tapar hale geldiğimizden; bu şehri Moğollardan,  Rus’lardan ve Ermeni’lerden sonraki talan noktasında maalesef kimselere sıra vermemeye çalışıyoruz.   

Kimisi devleti kullanıyor bu adımda, kimisi de elindeki siyasi gücü. Kimisi makamına güvenerek, kimisi dayısına veya eşine… 

Kimisi metazori yapar olmuş bu faaliyetlerini, kimisi de az önce belirtmeye çalıştığımız fısıltı gazetesi sayesinde. 

Hepimizin bildiğini bir kez daha yazmak durumunda kaldık hepsi o…

Geçenlerde özel bir işletme açıldı Atatürk Üniversitemizin içerisinde, Ata Tekno kentte Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının proje desteği ve Atatürk Üniversitemizin de kontrolü altında bir işletme. Kimisine göre güzellik merkeziydi, kimisine göre sağlık merkezi. 

Kimisine göre medikal ürün çeşitlilik merkezi, kimisine göre bir laboratuvar, yeni bir ürünün uygulama merkezi. 

Anlaşılan o ki her ağızdan başka bir fısıltıdır ki çıkıyor dudakların arasından, ne diyorduk ağzı olan konuşuyor diye. 

Açılamaz… 

Niye? 

Açılsın daha çokları açılsın, engel ne olabilir ki?

Hangi kanunda ve hangi yönetmelikte var açılamaz hükmü, kime veya neye göre var?

Eksiklikleri var ise hemen giderilsin ve açılsın ve hatta daha çok firma açılsın. 

Açılsın ki birilerinin tekeli de, tekeri de kırılsın artık…

Oysaki kapıları açık bu işletmenin, çayları da var ikrama hazır. 

Kırabilseler inat zincirini birileri orada ne olduğunu kendi gözleriyle göreceklerdir. Hayırlı olsun demek lazım değil midir?

Bu şehrin kalkınmasına ve istihdamının artırılmasına nasıl katkı sağladıklarını! 

Ekonomisine nasıl bir girdi ekleyebileceklerini ve hatta üretim aşamasında neleri yapabileceklerini de göreceklerdir.

Bizim aklımıza yine farklı bir şey geldi!

Sanki birileri yine meydana çıkmadan, fısıltı gazetesi aracılığıyla bu işi engellemeye çalışıyormuş gibi geldi bize. 

Sanki de piyasada bulunan bol kaymaklı pastalarının birileri tarafından paylaşılmasını istemeyen birileri geldi aklımıza.

Hem de rekabet ortamının adil olmadığı bahanesiyle, gel de inanma şimdi.

Söyleyenlere bir bakın Allah aşkına. 

Ne yazıktır ki bir kez daha tarih tekerrür etti ve bu şehrin kendi çocuklarının ekmeğinin tuzunun olmadığını bir kez daha gösterdi.

Yatırım yapan kim karşı çıkan kim?

Bu şehrin adımlarına çelme atan kim?  

Haber Editörü: Şahap GÜRLER