Bu şehirde yapılaşma, bir ara müjdesi verilerek kamuya açıklanan dikey mimariden yatay mimariye geçtiği günden bu yana epey bir mesafe aldı gibi (!)…
Yanılıyorumdur İnşallah…
Az önce ciddi bir sarsıntı daha geçirdik. Birazdan sosyal medya aracılığıyla kamuya yansır, hangi şiddette sallandığımız. Ama uzmanların söylemesine bakılır ise asıl dikkat etmemiz gereken şeyin Erzurum’un asırlardan beri var olan gerçeğinin inkâra veya unutulmaya gelmeyeceğidir.
Allah göstermesin Maraş benzeri bir deprem bu şehri kalıntısız yerle bir eder ve sonumuzu düşünmek dahi istemiyorum.
Neden mi böyle bir düşünceye dalış yaptım, hem de kamikaze gibi!
Geçen hafta şehrimizin güzide oluşumlarından birisi olan ERVAK, Deprem üzerine bir panel düzenlemişti. Hatırladığım kadarıyla bu işin uzmanları bahse konu hakkında bir şeyler anlatmaya çalışmış, örnekleriyle ve benzetmeleriyle birilerinin, bilhassa birilerinin dikkatini çekmeye ve hatta tabiri caiz ise ulu orta bas bas bağırarak “geliyorum” diyen bir gerçekten bahsetmişlerdi.
Erzurum’un bırakın boş verilmesini, unutulmaya dahi gelmeyecek olan deprem gerçeğinden.
Başta Sayın Valimiz olmak üzere işin muhataplarını orada görememiştik.
Tıpkı Büyükşehir Belediyemizin Mart ayında, hem de deprem haftasında, büyük bir katılım ile bir otelde düzenlemiş olduğu “Deprem Çalıştayı” nda göremediğimiz gibi.
Oysa başka şehirlerden dahi birileri gelmişti…
Bu şehirde yapılaşma, bir ara müjdesi verilerek kamuya açıklanan dikey mimariden yatay mimariye geçtiği günden bu yana epey bir mesafe aldı gibi (!)…
Ancak müteahhitlerin, mühendislerin veya inşaat firmalarının bahse konu hakkında ne kadar detaylı ciddiyet gösterdiklerini, umarız ki tabii bir hak olarak ilgilileri kontrol ediyorlardır.
